|
|
GÖLYAKA KIZ KALESİ :
BEYŞEHİR
Beyşehir'in tarihi, milattan önce 6000-7000 yıllarına (neolitik) Cilalı Taş Devrine kadar uzanır. M.Ö. 2000-1200 yılları arasında Hititler Eflatunpınar ve Fasıllar da ölmez eserler bırakmışlardır. Bu yıllarda bölge Asur Devletinin zaman zaman istilasına maruz kalmıştır. M.Ö. 1200 yıllarında firigiler, bölgeye hakim olmuş, bunu takiben Pisinya adında bağımsız bir devlet kurarak bölge Psinya adıyla anılmıştır. VII. Yüzyılda Lidyalılar da Persler de Büyük İskender ve M.Ö. 120'de bölge Romalıların eline geçerek daha sonra Doğu Roma'nın (Bizans) hakimiyetinde kalmıştır. M.S. 1071'de Malazgirt seferinden sonra Selçuklu Türklerinin idaresinde kalan Beyşehir, Anadolu Selçukluları devrinde çok önem kazanmış, Sultan Alaaddin Keykubat Eyrinaz Gezisi mevkiinde (şimdiki Gölyaka Kasabası) Kunad-Abad şehrini kurarak burayı ikinci başkent yapmıştır. Anadolu'yu 1234 yılında Moğolların istilasından sonra Eşrefoğlu Seyfettin Süleymanbey, Sülaymaniye (Beyşehir'i) şehrini kurmuş ve buradan bağımsızlığını ilan ederek, Eşrefoğlu beyliği'ni meydana getirmiştir. Beyliğin sınırları içinde bugünkü Afyon, Bolvadin, Emirdağ, Yalvaç, Bozkır, Şarkikaraağaç, Seydişehir de girmektedir. Beyliğin 65 kasabası ve 70.000 süvarilik askeri gücü vardır. Eşrefoğlu Beyliği II. Mehmet bey devrinde 1326 yılında Moğol Kumandanlarından Çobanoğlu Demirtaş tarafından yıkılmış, ancak hakimiyet Moğol kumandanlarından Eşrefoğullarına bağlı İsmail Aka tarafından devam ettirilmiştir. İsmail Aka'dan sonra hakimiyet ve istikrar bozulmuş, Beyşehir ve havalesi Hamitoğullarının hakimiyetine girmiştir. Zaman içerisinde Beyşehir, Karamanoğulları ve Osmanlılar arasında defalarca el değiştirmiş, nihayet 1476 yılında Fatih Sultan Mehmet Han tarafından kesin olarak Osmanlı hakimiyetine katılarak Karaman Eyaleti'nin bir sancağı yapılmıştır. Sancak merkezine Seydişehir, Bozkır, Şarkikaraağaç ve Ilgın kazaları bağlanmıştır. Nihayet 1872 yılında şehreminliği bugünkü belediye durumuna dönüştürülmüştür. İstiklal Savaşında Bozkır isyanının sarsıntısını atlatan Beyşehir, Süleyman Sırrı Bey, Eğirlerli Ali Çavuş, Çeçen bek Sultan, arkadaşlarınca Kuva-ı Milliyet Teşkilatı'nı kurarak Eskişehir-Kütahya muhaberelerinde Beyşehir, Sancakbeyi Miralay Nazımbey (Şehit) komutasında savaşmıştır
Selçuklu döneminden günümüze kalıntıları ulaşan tek eser niteliğindeki Kubadabad Sarayı`nda yapılan kazı çalışmalarında yeni bilgilere ulaşıldı. Prof. Dr. Rüçhan Arık ve ekibi, 31 Ağustos tarihinde biten bu yılki çalışmalar sonucunda sarayın günümüzdeki kalorifer sistemine benzeyen bir düzenekle ısıtıldığını gösteren bilgiler elde etti. 1980 yılında kazı çalışmalarına başlayan Prof. Dr. Rüçhan Arık ve ekibi, aradan geçen 27 yılda sarayın ana birimlerini ortaya çıkarırken Selçuklu devri şehirciliği ve sanatına ışık tutan önemli veriler de elde etti. Kubadabad`da birbirine kapıyla geçişleri olan bir büyük bir de küçük iki saray kalıntısı yer alıyor. Küçük sarayda sultan ikamet ederken büyük sarayda idari işler yürütülmüş. Büyük sarayda sultana ait olduğu sanılan özel bir oda , bu odada su ve kanalizasyon tesisatı bulunduğu da çıkan bir diğer bulgu. Sultanın odasında bol su akan çeşmeler belirlediklerini ifade eden kazı başkanı Prof. Dr. Rüçhan Arık , şu bilgileri de verdi: `Sarayın her bölümüne pişmiş topraktan yapılmış çok sağlam künkler döşenmiş. Ayrıca bir hazne keşfettik; bir çeşit kazan dairesi gibi. Orada ısıtılan su künkler aracılığıyla özel odaya getiriliyor, oradan da sarayın diğer kısımlarına sıcak su taşınıyordu. Günümüzdeki kalorifer sistemine benzeyen bir çeşit ısıtma sistemi kullanılmış.` Yapılan kazılarda çevre küçük köşkler, depo ve aynı döneme ait bir de şantiye ortaya çıkarıldı. Sarayın inşasında kullanılan çinilerin, tuğlaların, cam malzeme ve madeni eşyaların bu şantiyede yapıldığı düşünülüyor. Sarayın şantiyesinde üst üste sıralanmış halde 500 adet çini depolanmış halde bulundu. Karatay Müzesi `ne teslim edilen çinilerin üzerinde Arapça harflerle hükümdarların lakapları olan `Es Sultan `, `El Muazzam`, `El Galib ` gibi yazılar yer alıyor. Kubadabad`ın sadece bir Selçuk sarayı değil, aynı zamanda bir Selçuklu şehri olduğuna işaret eden Arık , Alaeddin Keykubat `ın buraya bir vali atadığını aktarıyor. Gölyaka Belediye Başkanı Rıza Namlı , sarayın korunması için yeterli ödenek ayrılmadığı görüşünde. Kalıntıların korunması için 2 milyon YTL `lik bir proje hazırladıklarını aktaran Namlı , 5 ay önce projeyi Kültür ve Turizm Bakanlığı `na göndererek, `uzay çatısı` talebinde bulunmuş. Sarayın planını Sultan Alaeddin Keykubat çizdi Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat tarafından yaptırılan Kubadabad Sarayı , Konya `nın Beyşehir ilçesine bağlı Gölyaka beldesi sınırlarında, Beyşehir Gölü kıyısında yer alıyor. Selçuklu tarihçisi İbni Bibi `nin verdiği bilgiye göre; Sultan Alaeddin Keykubat , Kayseri `den Antalya `ya giderken Beyşehir Gölü çevresinin güzelliğinden etkilenerek, buraya bir saray yapılmasını emretti. Krokisini Sultan Alaeddin `in çizdiği saray 1236 yılında tamamlandı. Alaeddin Keykubat `ın emriyle saray çevresine bir şehir kuruldu. Ünal Livaneli , Konya 2007-09-09 02:05:06
Kubadabat Sarayı : Kubadabat Sarayı Beyşehir'in batısında ve Beyşehir Gölünün güneyinde Gölyaka Köyünün 1.5 km. kuzeyinde sahilde. Yazın Beyşehir Gölünün güneyinde her çeşit vasıtı ile gidilebilir. Beyşehir'e uzaklığı 60 km.dir. 1. Alaaddin Keykubat tarafından inşa ettirilmiştir. Kız Kulesi : Kubadabat karşısında göl içerisinde bir kaya üzerine Alaaddin Keykubat tarafından harem dairesi olarak inşa ettirilmiştir. Kubadabat Sarayı: Onuncu Selçuklu Sultanı II. Alaaddin Keykubat, hayran kaldığı Gölyaka Tol yöresinde 1227 yılında, sarayları, dillere destan olan ünlü Kubadabat kentini kurdurmuştur. Eski kentin, surlarla çevrili olduğu, yüksek bir kulesiyle göl yakasında tersane ve kayıkhanesi bulunduğu; saraylar, köşkler, cami, hamam, has bahçe ve havuzlarla donatıldığı anlaşılmaktadır. Bu yalı kentinden günümüze, müzeleri süsleyen göz kamaştırıcı çinilerle restorasyonunu bekleyen saray kalıntıları kalmış.
EN GÜZEL YAPILAR GÖLÜN KIYISINDA
Beyşehir’in en önemli ve güzel yapıları, gölün kıyısında. Bunların içinde, 1297- 1299 yıllarında, Süleymaniye’nin (Beyşehir) kurucusu Eşrefoğlu Seyfeddin Süleyman Bey tarafından yaptırılmış olan Eşrefoğlu Camii, Anadolu’nun ağaç çatı ve direkli, düz tavanlı ulu camilerinin en büyüğü ve en özgün kalabilmiş olanı. Her gün, 08.30- 21.00 arası açık. Beyşehir’in merkezindeki en güzel mola yerlerinden biri, Beyaz Park Motel’in çay bahçesi. Özellikle buradan, günbatımında siluete dönüşen Beyşehir Regülatörü Köprüsü’nü seyretmek Beyşehir Gölü kıyısında olduğunuzu hissetmek için, yapılması gereken birkaç önemli aktiviteden biri. Köprü, bugün trafiğe katkısından çok, estetik görüntüsüyle, halkın sık kullandığı, hareketli bir geçiş noktası. Gölün etrafını arabayla dolaşmak yorucu olduğu kadar keyifli. Virajlı olduğundan, çoğunlukla tercih edilmeyen batı kıyısı, manzara düşkünleri için kaçırılmaz bir güzergah. Bu kıyıdaki köylerden biri olan ve Yenişarbademli üzerinden varılan Gölyaka’da, kazıları 1981’den beri devam etmekte olan, dillere destan Kubadábád kentinin sarayı var. Bugün bir kısmı Konya Karatay Medresesi’nde sergilenen, oldukça tahrip olmuş bu duvar çinileri, kaynaklara göre, Türk sanatının en zengin çini eserleri. Kubadábád’ın 3 kilometre kuzeydoğusunda, küçük bir adanın üzerinde, Kubadábád Sarayı’nın haremliği ve tersanesi olan Kız Kalesi var. Sadece tekneyle gidilebilen bu adada yıkık duvarlar, sur tv
Beyşehir’e bağlı Gölyaka Beldesi sınırları içerisinde yer alan ve Selçuklu mimarisinden günümüzde ayakta kalabilen tek saray kalıntısı olan Kubad Abad Sarayı'nın uzay çatılarla üzerinin örtülerek koruma altına alınmasının planlandığı bildirildi. Gölyaka Belediye Başkanı Rıza Namlı, 8 asırlık bir geçmişe sahip Kubad Abad Sarayı'nın tarihi geçmişiyle ilgili bilgi verirken, 10. Selçuklu Sultanı II. Alaaddin Keykubat'ın yazlık sarayı olarak kullanılan bölgenin, ülkemiz için çok önemli bir tarih ve kültürel miras olduğunu hatırlatarak, "Saray kalıntılarının bulunduğu Beyşehir Gölü kıyılarında, 1950'li yıllardan bu yana kazı çalışmaları yürütülüyor. Bugüne kadar yapılan çalışmalar sonunda artık sarayların mimari yapısı ortaya çıktı. Mevcut planların ortaya çıkarılması, yeraltında kalan çinilerle diğer tarihi eserlerin ortaya çıkarılması çalışmaları sona erdi. Geçtiğimiz yıl ise hamam kalıntıları tamamen ortaya çıkarıldı ve üzeri kapatıldı. Artık bu çalışmaların ardından bölgenin daha çok tahribata uğramaması ve restorasyon çalışmalarının daha rahat bir şekilde yürütülebilmesi için büyük ve küçük sarayın uzay çatı sistemiyle üzerinin kapatılarak korunması gündeme geldi. Çünkü, bu bölge günümüze kadar yağmur, kar ve tabiat şartlarının olumsuz etkileriyle zaten yeterince tahribata uğramıştı. Artık daha fazla tahribata uğramaması için gündeme gelen uzay çatıların yapılabilmesi için halen proje çalışmaları yürütülüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın direktifiyle başlayan proje çalışmaları yetiştirilip tamamlanabilirse, uzay çatıların 2006 yılı içerisinde hayata geçirilmesi planlanıyor. Bunun için yetkililerimiz tahminen 1 milyon YTL'lik bir proje bedeline gereksinim duyulduğunu belirtiyorlar. Yaklaşık bu miktarda bir ödeneğin buraya ayrılacağı söyleniyor" dedi
Levrek ve sazanın bulunduğu Beyşehir Gölü'nden bugüne kadar hiç rastlanmayan farklı bir türde 1 metre boyunda balık çıktı. Balıkçılar şaşkın: Konya'nın Beyşehir ilçesinde bulunan Beyşehir Gölü'nün sahil yerleşim birimlerinden Gölyaka beldesinden göle açılan bir balıkçının ağına bugüne kadar hiç görmediği türde bir balık takıldı. Beyşehir merkeze getirilen yaklaşık 1 metre boyundaki balık, bölgedeki bütün balıkçıları şaşırttı. Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkan Yardımcısı Hasan Kurt, gölden ilk kez çıkarılan böyle bir türe bugüne kadar hiç rastlamadıklarını söyledi. Ağlara takılan balığı incelenmek üzere Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü'ne göndereceklerini ifade eden Kurt, "Araştırma sonucunda herhalde bölgemizde görülmeyen bu balığın türü de netlik kazanmış olacak. Ama ilk bakışta balık deniz kefaline benziyor" dedi • .
BEYŞEHİR GÖLÜ
Beyşehir Gölü’nü karşınızda gördüğünüzde bıraktığı ilk izlenim engin maviliğidir. Daha sonra özellikle güneşli bir günde sahil boyunca dolaştığınızda mavinin her tonunda parıldayan bir ipeğe benzediğini farkedersiniz. Bu etkinin sebebi göldeki kireçtaşı yatağı ve derinlik farklılıklarıdır. İç Anadolu’nun temiz ve kuru havasında güneş, yüzeyden 15 metre daha aşağıda olmayan kireçtaşından yansır. Göl, sadece batı yakasında 70 metre derinliğe ulaşır ve burada mavi, tonlarının en sihirlisine sahiptir. Beysehir Gölü, Türkiye’nin Göller Yöresi’ndedir. Denizden yüksekliği 1121 metredir ve tektonik bir göldür. 656 kilometrekarelik alanı ve 45 kilometrelik çevresiyle Van Gölü ve Tuz Gölü’nden sonra Türkiye’nin üçüncü büyük gölü olmasının yanısıra ülkenin en büyük tatlısu gölüdür. Bu bölge yer kabuğunun batmasından kaynaklanan çökmelerle ve sıradağların yükselmesiyle meydana gelen göllerden oluşmuştur. Dedegöl sıradağları, Beyşehir Gölü’nün batı sahilleri boyunca uzanır. Batı Toroslar’ın parçası olan bu dağların en yüksek noktası 2992 metreyle Dippoyraz’dır. Ardıç ve karaçam ormanları çok çeşitli bir vahşi yaşama ev sahipliği yapar. Ormanla kaplı dağ ve gölün sıradışı donuk mavi suları özellikle doğu yakasında adeta bir kartpostal manzarası yaratır. Bu alan, hem güzelliğinden dolayı hem de zengin flora ve faunasını korumak için 1993 yılında Milli Park ilan edilmiştir. Beyşehir Milli Parkı 88,750 hektarlık alanıyla Türkiye’nin en büyük milli parkıdır. Gölyaka’dan hemen önce Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad tarafından 1236 yılında yaptırılan Kubâdabad sarayının yıkıntılarıyla karşılaşırsınız. Sarayın alçı ve çini süslemeleri dikkate değer. Bir günümüzü Beyşehir broşürlerinden ilgimizi çeken Kubad Abad Sarayı yolunda geçirdik. Yeşidağ Kurucaova ve Gölyaka üzerinden gidilen bu antik bölge kazı çalışmaları sebebiyle tel örgü ile çevrili ve kapalı ol. Buna rağmen yol boyunca piknik ve seyir için durduğumuz yerlerdek Turunuza gölün milli park içindeki kuzeybatı ucundan başlayarak bir yanında göl diğer yanında Dedegöl Dağları’yla sınırlandırılmış yol boyunca güneye doğru yürüyebilirsiniz. Ötüşen kuşların çağrılarını dinleyerek ardıç ağaçları boyunca gezinirken göl suları üzerinde benek gibi yayılmış adalara hayret edeceksiniz. (Toplam yirmi iki tane). Adadan adaya hoş bir keşif gezisi için Gedikli ve Gölyaka köylerinden kayık kiralayabilirsiniz.
. EŞEK ADASINDA EŞEK YOK..
Gölyaka Belediye Başkanı Rıza Namlı, İlçe Teşkilatını ziyaret eden milletvekillerine yalvardı: “Ne olur size yalvarıyorum. 3,5 yıldır çözüm bekleyen Yeşildağ-Kurucuova-Gölyaka beldeleri arasındaki 18 kilometrelik sahil yolumuz artık yapılsın” BEYŞEHİR-Beyşehir’e bağlı Gölyaka Beldesi’nin Belediye Başkanı Rıza Namlı, yollarının yapılması konusunda AK Parti İlçe Teşkilatı’nı ziyaret eden Konya milletvekillerine taleplerini iletti. Belediye Başkanı Namlı, Kurucuova ile Gölyaka beldelerinin yol sorunu nedeniyle yıllardır Beyşehir’in gözden ırak yerleşimleri arasında yeraldığına dikkat çekti. Bu bölgenin güzelliklerinden söz eden Namlı, “Allah’ın bahşettiği bu güzelliklere bir güzellik daha katarak, yolumuzu yapalım diyoruz. Bu güzelliklere ulaşılamadıktan sonra olmasının bir anlamı kalmıyor. Bu kadar insanın içerisinde size yalvarıyorum, ne olur, 3,5 senedir yaptıramadığımız bu yolu artık yaptıralım. Yeşildağ-Kurucuova-Gölyaka arasındaki 18 kilometrelik bu sahil yoluna üzerine düşülürse devletimizin gücü yeter, 1 ayda bu yolu çözüme kavuşturur.”dedi. Namlı, Kurucuova-Gölyaka arasındaki yolun karayolları ağına bağlı olmasına rağmen, Kurucuova-Gölyaka arasında devam eden yolun ise Köy Hizmetleri ağında olması nedeniyle çeşitli sıkıntılar yaşadıklarını dile getirirken, “Bu yolun her iki bölümünün de Karayolları ağına alınması gerekiyor. Çünkü, Köy Hizmetleri, 60 kilometrelik yolu çiğneyip, buraya gelemeyeceğini söylüyor. 3,5 yıldır belediye başkanıyım. Köy Hizmetleri ekiplerini bir gün bile bu yollarda görmedim.”diye konuştu. Kurucuova Belediye Başkanı Vedat Sabırlı da, yaptığı konuşmada, dar olması nedeniyle sıkıntılar yaşanan mevcut sahil yolunun çözüme kavuşmamasından dert yandı. Konya Milletvetvekili Büyükakkaşlar ise, sorunla ilgileneceğini ifade etti. Bu arada, toplantıda söz alan diğer belde belediye başkanları ise Üzümlü, Huğlu ve Bayavşar belediye başkanları oldu. Üzümlü Belediye Başkanı Salih Şenoğlu, av tüfeği ihracatı yapan fabrikaların dolar üzerinden yurtdışı bağlantısı yapmaları nedeniyle sıkıntı yaşadıklarını belirtirken, ÖTV ile ilgili yaşanan sıkıntılara değindi. Bayavşar Belediye Başkanı Polat Yetkin ise, kurum olarak belde belediyelerine taşımacılık konusunda getirilen vergi yükümlülükleri nedeniyle yaşadıkları sıkıntıdan söz etti.
HİZMET MALİYETİ ARTAR
BEYŞEHİR-Beyşehir Gölü’ne sahili olan belde Gölyaka’nın Belediye Başkanı Rıza Namlı, nüfusu 2 binin altında çıkan belediyelerin kapatılması ile ilgili olarak, “Getirilecek yeni düzenlemeler hizmetlerin maliyetini artıracaktır.”diye konuştu.
Konya’da, Beyşehir Gölü’ndeki en küçük adalardan biri olan Eşek Adası’nda artık adını aldığı eşekler barınmıyor. Beyşehir Gölü kıyısındaki yerleşim birimlerinde teknolojik gelişmelere paralel olarak sayıları giderek azalan eşekler gözden iyice düştü. Geçmişte kırsal kesimde ulaşım ve yük taşımacılığının vazgeçilmezi olan eşekler iş yoğunluğunun olmadığı dönemlerde, Gölyaka beldesi sahiline yakın küçük bir adaya bırakılıyordu. Gölyaka Belediye Başkanı Rıza Namlı, eşeklerin çalıştırılmadığı dönemlerde yöre halkı tarafından teknelere bindirilerek bu adaya bırakılması nedeniyle isminin eşek ile özdeşleştirildiğini söyledi. Günümüzde adanın eskisi gibi eşekleri ağırlamadığını belirten Namlı, ‘’Tarımdaki modernleşme ile eşeğe olan ihtiyaç iyice azaldı. Eşek, artık sadece adanın isminde kaldı. Derin bir sessizliğe bürünen ada artık gölümüzün güzel manzarasının sadece bir parçası'’ diye konuştu
İlk Türk gemiciliği izleri Konya’da .
Konya’nın Beyşehir Gölü kıyısında bulunan Kubadabat Sarayı çevresinde yapılan arkeolojik sualtı araştırmasında, Selçuklu döneminden kalan bir adet sandal çapası bulundu. Beyşehir / Konya AA 25 Ağustos 2004 — Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Sualtı Arkeolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Mustafa Şahin, Kubadabat Sarayı Kazı Başkanı Prof.Dr. Rüçhan Arık’ın desteğiyle, sarayın karşısındaki Kızkalesi Adası çevresinde, 5 kişilik ekiple sualtı araştırması yaptıklarını belirtti.
ARAMIZDAN AYRILANLAR
01/03/2008
Kubad _ı abad mahallesinden Muammer Eser in eşi Alime Eser vefat etmiştir.merhumeye allah tan rahmet kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz
Fatih caddesi{yukarı mah.} eşrafından Orhan Demirörs vefat etmiştir.Merhuma allah tan rahmet kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz
.
Ötüş mahallesinden Ahmet Uyanık vefat etmiştir.Merhuma allah tan rahmet kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.
Mehmet Akif Ersoy caddesi {aşağı mah}eşrafından Hakkı Sevinç vefat etmiştir.Merhuma Allah tan rahmet kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.

Manyas kuş cennetinden sonra yurdumuzun 2. kuş cenneti durumunda olan Kız Kalesi Adası, Anadolu Selçuklularının yazlık Başkenti olan Kubadabat'ın Haremliği ve tersaneliği idi. Bu kaleden geriye, harçlı duvar yıkıntıları, sur ve saray kalıntıları kalmıştır. 5 dekarlik bu9. Kubad-Abad Yöresi Eski Yerleşimleri: Bölge M.Ö.'ye dayanan bir yerleşime sahip olup, civardan çıkarılan eserler Gölyaka (Hoyran) Köyü'nde bulunmaktadır. Genellikle eserler ilk hırıstiyanlık devrine ait yüksek kabartmalar şeklindedir. tarihi adada 210'dan fazla kuş türü barınmaktadır.
|
|
|
|
|
|